"Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir."
Mustafa Kemal Atatürk..
Atatürk'ün de dediği gibi, her öğretmen bilerek çıkar bu yola. Yetiştirdiği her çocuğa ömründen arttırdıklarını verir aslında. Onların yetişmesi için tüketir kendini. Aydınlatır, yolunun kesiştiği her öğrenciyi...
Bu içeriğimizde de, "gerçekten" bir çocuğun yetişmesi için kendi ömründen feda eden öğretmenlerimizin aslında bu hayattaki gerçek süper kahramanlar olduğunu anlatalım istedik...
1. Sanıldığı gibi kolay değildir öğretmen olmak. Bu sistem içerisinde atanabilmek için adeta süper kahraman olmak gerekir.
2. Evinden, ailenden uzaklaşıp, hiç bilmediğin kentlere, köylere gitmektir. Bunu yaparken de ardına bakmamak için güçlü olman gerekir.
3. Böyle bir köy okulunu düzenlemeye çalışır öğretmen. Belki de direkleri bile sağlam olmayan okulu kendi omuzlarında taşır.
4. O "okulu" okul yapmaya çalışırken; yeri geldiğinde boyacı, yeri geldiğinde de hademe olabilmektir.
5. Bazen de "Okul dört duvar değildir efendiler." diyen Mahmut Hoca gibi, eğitimi bir çatı altından çok daha ötelere taşıyabilmektir.
6. Ayağında ayakkabı olmayan bir çocuğa, maaşından arttırıp ayakkabı alabilmektir. Devletin sana verdiği o maaşı çocuklar için harcayabilmektir.
"Ne güzel doğal besleniyorsun oralarda, şimdi senin yiyecek giderin de yoktur, her şey köylülerden geliyordur." diyen arkadaşlarına gülümseyebilmektir.
7. Çocukların, hem bedenlerini hem kalplerini ısıtmayı bilmektir. Onların rahatça öğrenebilmeleri için yüreğinin sıcaklığını onlara hissettirir.
8. Büyük şehirlerde öğretmen olduğunda ise başka sorunlarla başa çıkmak gerekir.
9. "Eti senin kemiği benim öğretmen!" diyenlere, çocuğun alınıp satılan bir canlı olmadığını anlatmayı başarabilmektir.
10. Bir taraftan öğrencileri eğitirken bir yandan da velileri eğitmek gerektiğini bilmektir. Saygının olmadığı yerlere saygı götürebilmektir.
12. Sadece bilgiyi değil,
13. Sevmeyi de...
14. Yardımlaşmayı da...
15. Gülümsemeyi de öğretebilmektir.
Mustafa Kemal Atatürk..
Atatürk'ün de dediği gibi, her öğretmen bilerek çıkar bu yola. Yetiştirdiği her çocuğa ömründen arttırdıklarını verir aslında. Onların yetişmesi için tüketir kendini. Aydınlatır, yolunun kesiştiği her öğrenciyi...
Bu içeriğimizde de, "gerçekten" bir çocuğun yetişmesi için kendi ömründen feda eden öğretmenlerimizin aslında bu hayattaki gerçek süper kahramanlar olduğunu anlatalım istedik...
1. Sanıldığı gibi kolay değildir öğretmen olmak. Bu sistem içerisinde atanabilmek için adeta süper kahraman olmak gerekir.
2. Evinden, ailenden uzaklaşıp, hiç bilmediğin kentlere, köylere gitmektir. Bunu yaparken de ardına bakmamak için güçlü olman gerekir.
3. Böyle bir köy okulunu düzenlemeye çalışır öğretmen. Belki de direkleri bile sağlam olmayan okulu kendi omuzlarında taşır.
4. O "okulu" okul yapmaya çalışırken; yeri geldiğinde boyacı, yeri geldiğinde de hademe olabilmektir.
5. Bazen de "Okul dört duvar değildir efendiler." diyen Mahmut Hoca gibi, eğitimi bir çatı altından çok daha ötelere taşıyabilmektir.
6. Ayağında ayakkabı olmayan bir çocuğa, maaşından arttırıp ayakkabı alabilmektir. Devletin sana verdiği o maaşı çocuklar için harcayabilmektir.
"Ne güzel doğal besleniyorsun oralarda, şimdi senin yiyecek giderin de yoktur, her şey köylülerden geliyordur." diyen arkadaşlarına gülümseyebilmektir.
7. Çocukların, hem bedenlerini hem kalplerini ısıtmayı bilmektir. Onların rahatça öğrenebilmeleri için yüreğinin sıcaklığını onlara hissettirir.
8. Büyük şehirlerde öğretmen olduğunda ise başka sorunlarla başa çıkmak gerekir.
9. "Eti senin kemiği benim öğretmen!" diyenlere, çocuğun alınıp satılan bir canlı olmadığını anlatmayı başarabilmektir.
10. Bir taraftan öğrencileri eğitirken bir yandan da velileri eğitmek gerektiğini bilmektir. Saygının olmadığı yerlere saygı götürebilmektir.
12. Sadece bilgiyi değil,
13. Sevmeyi de...
14. Yardımlaşmayı da...
15. Gülümsemeyi de öğretebilmektir.
16. "Sen fazla çalışmıyorsun, öğlene kadar okulda durup geliyorsun." diyenlere inat,
17. Ömrünü çocuklara adayıp kimseye belli etmemektir.
18. Sınavda düşük alan bir öğrenciye, nereden puan verebilirim diye bakıp bir sınav kağıdıyla bütün öğle teneffüsünü geçirmek demektir.
19. Bütün bir geceni anlatacağın konulara çalışarak geçirsen de, dersinde uyuyan öğrenciye kalbi kırılır diye ses edememektir.
17. Ömrünü çocuklara adayıp kimseye belli etmemektir.
18. Sınavda düşük alan bir öğrenciye, nereden puan verebilirim diye bakıp bir sınav kağıdıyla bütün öğle teneffüsünü geçirmek demektir.
19. Bütün bir geceni anlatacağın konulara çalışarak geçirsen de, dersinde uyuyan öğrenciye kalbi kırılır diye ses edememektir.
20. Zor iştir öğretmen olmak, kutsaldır. Her ne kadar bazen kendi mesleğinden olanlar bile bunu umursamasa da bu kutsala sahip çıkmaktır.
21. İşte bu yüzden, kendini eritip kendinden sonraki nesli aydınlatacak ışığı ortaya çıkarmaktır. Fedakarlıktır...
21. İşte bu yüzden, kendini eritip kendinden sonraki nesli aydınlatacak ışığı ortaya çıkarmaktır. Fedakarlıktır...