Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bir kelebeliğin ömrünün kıskacındayım say beni. Bir toprak kokusu vurmuş başıma, dalgalanmış içimin denizi. Savrulmuşum meğer . . . Bir akşam üstü ölürüm biliyorum, bir günbatımı uğurlayacak beni...
İnsan 16 yaşında iken dünyayı değiştirebileceğini düşünür.
18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar.
20 yaşına geldiğinde bir şeyleri değiştiremeyeceğini anlar.
25 yaşına geldiğinde ise dünyanın onu değiştirdiğini fark eder.
Ve insan 25 yaşında ölür, 75 yaşında gömülürmüş;
öyle diyorlar...
Kimine uzağımdır, kimine yakın.
Kimine içim ısınmaz, kimi içime sığmaz.
Kimi mecburiyetimdir, kimi servetim.
Kimi güler yüzüm, kimi ömrüme zulüm.
Kimileri canım sol yanım, kimileri sabrım sanki imtihanım.
Geçmez, biliyorum.
Ben düşmedim, bir yerlerimi kesmedim, kolum kırılmadı.
Ben kötü bir hastalığa yakalanmadım, bir kâbustan uyanmadım.
Bendeki yara değil; kesik, kırık, korku...
Öyle bir şey değil.
Bendeki sürekli boşluktan düşüyormuşum hissi,
Devamlı koşuyor ama bir yere varamıyormuşum gibi.
Geçmez bu ...