Yabancı dil öğrenmede başarısız olunduğunda çıkılan sonuç genelde şudur:
İnsanda dil öğrenme yeteneği olacak!
Günümüz itibariyle 2. sınıftan itibaren devlet okullarında İngilizce eğitimi almaya başlayıp, gün sonunda 3 kelimeyi bir araya getirip cümle kuramayan bir toplumun üyeleri olarak bugün dil öğrenme yeteneği diye bir şey olup olmadığına değineceğiz.
Past perfect nasıl oluyodu yaa?
Bu gibi durumlarda öğrenciler de aileleri de şu bilindik cümlenin arkasında kendilerini rahatlamış hissederler: Dil yeteneği olacak insanda..!! Bizde yok..!!
Peki var mıdır gerçekten böyle bir şey? Dil öğrenmek yetenek işi midir?
Aynı şartlarda eğitim alan iki kişiden birinin diğerinden daha iyi öğrenmesini sağlayacak bir biyolojik faktör mevcut mudur? Yoksa bu, aslında dil öğrenmekten imtina eden tembel insanların bahanesi midir?
Journal of Neuroscience dergisinde yayınlanan son çalışmaya göre evet, böyle bir şey var.
Journal of Neuroscience dergisinde yayınlanan son çalışmaya göre evet, böyle bir şey var.
Fakat buna tam anlamıyla bir yetenekten ziyade, bir fizyolojik özellik denebilir.
Çince dersi alan 22 öğrenci üzerine yürütülen çalışmada şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkmış.
Çince dersi alan 22 öğrenci üzerine yürütülen çalışmada şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkmış.
Beyinlerinin sağ lobundaki iğcikleri daha hizalı olan deneklerin dil öğrenmede daha hızlı gelişme kaydettikleri gözlemlenmiş. Tıpkı bir yolun düzgünlüğünün, üzerinde ilerlemeyi kolaylaştırması gibi.
2016'da Brain and Language dergisinde yayınlanan bir başka araştırmada ise, online Fransızca eğitimi alan deneklere, derslerinden hemen EEG taraması yapılmış.
2016'da Brain and Language dergisinde yayınlanan bir başka araştırmada ise, online Fransızca eğitimi alan deneklere, derslerinden hemen EEG taraması yapılmış.
Bu taramalarda sakin bir yapı çizen beyin aktivitesine sahip öğrencilerle, derslerde ve öğrenmede başarıya dair bir korelasyon keşfedilmiş.
Alan üzerine çalışmalarını sürdüren nörolinguistik profesörü Chantel Prat, yine de bu bulguların kader olmadığının altını çiziyor.
Alan üzerine çalışmalarını sürdüren nörolinguistik profesörü Chantel Prat, yine de bu bulguların kader olmadığının altını çiziyor.
Nörolojik ve fizyolojik avantajların önemli olduğunu, fakat dil öğrenme konusunda heves, istek ve odaklanma gibi faktörlerden yalnızca biri olduğunu belirtmiş.
