BaRoN
Yönetici
- Katılım
- 2 Haz 2019
- Mesajlar
- 3,417
- Tepkime puanı
- 6,365
- Puanları
- 113
- Yaş
- 48
- Konum
- istanbul
- Cinsiyet
- Erkek
Bir grup bilim insanı, kuantum dolanıklığı kullanarak fiber optik kablolar aracılığıyla 44 km'lik bir mesafede ışınlama gerçekleştirdi. Bu araştırma, kuantum internetinin hayata geçirilmesi konusunda atılmış büyük bir adım olarak görülüyor.
Kuantum ışınlanma ve kuantum internet kavramları, geleceğimizi şekillendirecek kuantum teknolojilerinin temelini oluşturan çok önemli iki kavram. Kuantum ışınlanma, en basit haliyle maddenin kendisinin bir başka hali olan enerjiye dönüştürülerek uzay zamanda hareket ettirilmesi şeklinde tanımlanıyor ve yıllardır kuantum ışınlanmanın pratiğe geçirilmesi için onlarca bilimsel çalışma yürütülüyor.
Bu konudaki en önemli çalışmalardan biri 2016 yılında gerçekleştirilmiş ve bilim insanları fotonları fiber optik kablolar yoluyla 6 km boyunca ışınlamışlardı. Aradan geçen dört yılın ardından ışınlanmanın gerçekleştiği mesafe, yine fiber optik kablolar aracılığıyla 44 km'ye çıktı.
Fermilab, AT&T, Caltech, Harvard, NASA ve Calgary Üniversitesi'nden bilim insanlarının gerçekleştirdiği çalışma sonucunda, 44 kilometrelik fiber optik ağ üzerinde ışınlama gerçekleştirildi.
Kuantum ışınlanma çalışmaları oldukça önemli. Çünkü bu çalışmaların sonucunda, kuantum internetin hayata geçirilmesinde bir adım daha ileriye gidebileceğimiz düşünülüyor. Kuantum interneti temelde bilgiyi kuantum mekaniğinin yasalarını kullanarak aktarma üzerine kurulu bir sistem ve önümüzdeki on yıl içerisinde güvenli veri aktarımı için aktif olarak kullanılabilen bir sistem halini alacağı düşünülüyor.
Kuantum internetin ülkeler ve kıtalar arası güvenli veri aktarımı gibi alanlarda kullanılabilmesi için tabii ki henüz aşılması gereken pek çok bilimsel 'engel' var. Ancak bu araştırmalar, kuantum dolanıklık kullanılarak uzak mesafe ışınlamaların da yapılabildiğinin kanıtlanmış olması sebebiyle oldukça önemli.
Kuantum internetin geleceğine dair planlar şu an için daha çok güvenli veri aktarımı gibi konu başlıkları üzerinden yapılıyor ve bunu bildiğimiz anlamıyla 'internet' olarak yaygın bir şekilde kullanabilmemiz için, uzunca zamana ve bolca araştırmaya gerek olduğu söyleniyor.
Kuantum ışınlanma ve kuantum internet kavramları, geleceğimizi şekillendirecek kuantum teknolojilerinin temelini oluşturan çok önemli iki kavram. Kuantum ışınlanma, en basit haliyle maddenin kendisinin bir başka hali olan enerjiye dönüştürülerek uzay zamanda hareket ettirilmesi şeklinde tanımlanıyor ve yıllardır kuantum ışınlanmanın pratiğe geçirilmesi için onlarca bilimsel çalışma yürütülüyor.
Bu konudaki en önemli çalışmalardan biri 2016 yılında gerçekleştirilmiş ve bilim insanları fotonları fiber optik kablolar yoluyla 6 km boyunca ışınlamışlardı. Aradan geçen dört yılın ardından ışınlanmanın gerçekleştiği mesafe, yine fiber optik kablolar aracılığıyla 44 km'ye çıktı.
Fermilab, AT&T, Caltech, Harvard, NASA ve Calgary Üniversitesi'nden bilim insanlarının gerçekleştirdiği çalışma sonucunda, 44 kilometrelik fiber optik ağ üzerinde ışınlama gerçekleştirildi.
Bu haber neden bu kadar önemli?
Kuantum ışınlanma çalışmaları oldukça önemli. Çünkü bu çalışmaların sonucunda, kuantum internetin hayata geçirilmesinde bir adım daha ileriye gidebileceğimiz düşünülüyor. Kuantum interneti temelde bilgiyi kuantum mekaniğinin yasalarını kullanarak aktarma üzerine kurulu bir sistem ve önümüzdeki on yıl içerisinde güvenli veri aktarımı için aktif olarak kullanılabilen bir sistem halini alacağı düşünülüyor.
Kuantum internetin ülkeler ve kıtalar arası güvenli veri aktarımı gibi alanlarda kullanılabilmesi için tabii ki henüz aşılması gereken pek çok bilimsel 'engel' var. Ancak bu araştırmalar, kuantum dolanıklık kullanılarak uzak mesafe ışınlamaların da yapılabildiğinin kanıtlanmış olması sebebiyle oldukça önemli.
Kuantum internet, 'herkesin interneti' olacak mı?
Kuantum internetin geleceğine dair planlar şu an için daha çok güvenli veri aktarımı gibi konu başlıkları üzerinden yapılıyor ve bunu bildiğimiz anlamıyla 'internet' olarak yaygın bir şekilde kullanabilmemiz için, uzunca zamana ve bolca araştırmaya gerek olduğu söyleniyor.