Anlamı:
Ayılmak, kendine gelmek...
Hikayesi:
Eski tiryakiler, ramazanda afyonu macun haline getirir ve mercimek büyüklüğünde toplar yapıp her sahurda iki üç tane yutarlarmış. Ancak her bir macunu sırasıyla bir, iki, üç kat kağıtlara sarmayı da ihmal etmezlermiş. Böylece kağıt, mide öz suyunda eriyince macun midede dağılır ve birkaç saatliğine keyif devam edermiş. Tabii iki kat kağıda sarılan macun, birkaç saat sonra, üç kat kağıda sarılı macun da onu takiben kana karışınca tiryaki iftara kadar rahat etmiş oluverirmiş. Ancak bu planın yolunda gitmediği, afyonun kağıdının zor çözüldüğü veya kana karışmasının geciktiği durumlarda tiryaki krizlere girer ve dış dünyadan adeta kopar. Afyonu patlayıp kana karışasıya kadar farklı tepkiler verir.
Konuşulan veya yapılan şeye uygun karşılık verilmeyen, anlama veya algılamada gecikilen durumlarda "Daha afyonu patlamadı galiba!" gibi cümleler söylenmesi bundandır.