Alexandre Dumas hakkında şaşırtıcı bilgilerle karşılaşmaya hazır olun. İşte Monte Kristo Kontu’nun yazarına dair bazı dikkat çekici gerçekler.

Fransız edebiyatının büyük yazarlarından Alexandre Dumas hakkında neler biliyorsunuz? Monte Kristo Kontu ve Üç Silahşörler gibi klasiklerin altında imzası olan Dumas’nın hayatına dair bazı dikkat çekici bilgiler sizlerle!
Dumas, Fransa’nın kuzeyinde 1802 yılında dünyaya geldi. Tam adı Dumas Davy de la Pailleterie olsa da Alexandre Dumas ismini tercih etti. Dumas soyadı, büyükannesinin soyadına olan saygısından geliyordu.
Dumas çalışma hayatına 1822’de Paris’e taşındığında kral adayı d’Orleans dükü Louis Philippe için yazmanlık yaparak başladı. Daha sonra kitap ve oyun yazarlığı kariyerine geçiş yaptı. İlk oyununu yazıp sahnelediğinde 27 yaşındaydı.
Bu, Fransız yazarın ilginç ve heyecan dolu yaşamının henüz ilk adımıydı.
İşte Alexandre Dumas Hakkında 10 Eğlenceli Gerçek!
1. Bugün Olduğu Gibi, Zamanında da Oldukça Ünlü Bir YazardıDumas halen yazmanlık yaptığı yıllarda ilk oyunuyla ilgili çalışmalara başlamıştı. Oyununun ismi 3. Henry ve Mahkemesi idi. Fransız halkı bu oyunu çok sevdi. Dumas da bu yüzden bir sonraki oyun için hemen çalışmalara başladı. İkinci oyunu Christine de oldukça popüler oldu; iki oyunun ona getirdiği başarıdan sonra Dumas mevcut işinden istifa edip tam zamanlı yazar olarak çalışmaya başladı.

Dumas her ne kadar oyunlar yazmış olsa da çoğunlukla romanlarıyla bilinir. Monte Kristo Kontu ve Üç Silahşorlar kitaplarını duymayan yoktur. Bu iki roman yazarın en bilinen işleri olsa da Dumas ömrü boyunca 100 bin sayfayı aşkın metin kaleme almıştı. Bu sayıya oyunları, romanları, köşe yazıları ve gezi yazıları da dahildir.
Anlaşılan Dumas meşguliyetten bir hayli hoşlanıyordu. Ayrıca kendisi dünya genelinde en çok okunan Fransız yazarlardan biri olarak düşünülüyor.
2. Bir Dönem Hayalet Yazarlarla Çalışmıştı
Dumas’nın kariyeri boyunca tamamladığı bölümlerce edebi eseri düşününce neden hayalet yazarlarla iş yaptığına anlam verebiliyor insan. Ne demek olduğunu bilmeyen okurlarımız için: Hayalet yazarlar birilerinin yerine yazıp adını saklayan kişilere deniyor.Ancak yazarın bu hayalet yazarlarla çalıştığı dönemde işler her zaman yolunda gitmemiş. Dumas’nın kitaplarına ve oyunlarına pek çok katkıda bulunmuş olan hayalet yazar Aguste Maquet ile anlaşmazlık yaşamışlar. Maquet arka planda olmaktan sıkılıp Dumas’ya kendisini ortak yazar olarak göstermesi için baskı yapmaya başlamış.
Hatta yazarı dava edecek kadar ileri gitmiş ve bu yanlış anlaşılmanın çözülmesi için mahkemeye gitmiş. Ancak Dumas kitaplarına Maquet’in ismini yazmamakta ısrarcı olmuş, büyük bir arazisini onun üzerine yaparak kendisini susturmayı tercih etmiş.
3. Marie-Antoinette Hakkında Bir Dizi Roman Yazdı
Bir Fransız kraliçesi olan Marie-Antoinette de Dumas’nın üzerinde yazdığı isimler arasında. Marie-Antoinette, kocası XVI. Louis ile birlikte Fransız Devrimi yıllarında giyotinle idam edilmişti.

Marie-Antoinette hakkında bugüne dek pek çok eser yazıldı. Dumas ise meşhur kraliçe hakkında 8 aşk romanı kaleme almıştı. Bu romanları oldukça yoğundu; kısaltılmamış versiyonlar tam tamına 100 bölümden oluşuyordu.
4. Karakterlerinden Pek Çoğu Babasına Dayanıyordu
Dumas’ın babası bir Fransız kontunun Haiti’li köle bir kadından olma gayrimeşru oğluydu. Haiti’de doğmuş, babası yetiştirmek için onu Fransa’ya getirmişti. Dumas’nın babası Thomas Alexandre aynı zamanda asker ve namlı bir savaş kahramanıydı. Ayrıca o zamanlarda Avrupa’da generalliğe yükseltilmiş ilk siyah olma unvanı da kendisine aitti.Thomas Alexandre askeri başarılarından ötürü Fransa’da saygın bir isimdi. Dumas onun popülaritesinden ve Fransa için yaptıklarından son derece memnundu. Takdir edişini babasına pek çok hikâyesinde yer vererek gösteriyordu.

Dumas’nın babası oğluna, kendine benzer korkusuz ve gösterişli karakterler yaratması için ilham kaynağı olan dolu dolu ve heyecan verici bir yaşam sürdü. Yazar, o yıllarda siyahi bir insan için askeri alanda böylesine başarılı olmanın son derece nadir rastlanan bir durum olduğunun da farkındaydı. Öykülerinde de çokça, tıpkı babası gibi farklı özgeçmişlere sahip karakterlere yer verdi.
5. Alexandre Dumas Irk Ayrımcılığının Farkında Olarak Yetişti
Yukarıda Dumas’nın babasının bir Fransız kontu ve Haiti’li kölenin oğlu olduğundan bahsetmiştik. Çeşitli genetik mirasından dolayı Dumas ırkçılıktan ve insan yaşamına getirdiği olumsuz etkilerden son derece haberdardı.Kölelik hakkındaki yenilikçi fikirlerini belirtmekten çekinmezdi; ırkçılık hakkında George isimli bir kitap dahi yazmıştı. Romanın konusuna bakıldığı zaman kendi hayatına dayandığını düşünmemek neredeyse imkansız. Çünkü çift ırklı bir adamın oğlu olan George isimli bir adamın hikâyesi bu.
Bu romanı sömürgeciliğin ve ırksal ayrımcılığın kötü etkilerine de değiniyor ki bu o dönem için çok ender rastlanan bir durum.
6. Bilinen 40’tan Fazla Metresi Vardı
Dumas çok bilinen bir çapkındı. Yazarın, hayatı boyu 40’ın üzerinde metresi olduğu tahmin ediliyor.

1840’da Ida Ferrier isimli bir aktris ile evlilik yapmış olsa da bu onun farklı ilişkilerin peşinden koşmasına engel olamamıştı. En çok bilinen metreslerinden bazıları Amerikan bir aktris olan Adah Isaacs Menken ve İrlanda’lı dansçı Lola Montez’i de kapsıyor.
7. Evlilik Dışı Pek Çok Çocuğu Olmuştu
Biyografi yazarları, Dumas’nın gizli ilişkilerinden en az dört çocuğu olduğunu düşünüyor.
- Alexandre Dumas
- Marie-Alexandrine Dumas
- Micaëlla-Clélie-Josepha-Élisabeth Cordier
- Henry Bauer
8. Oğlu da Ünlü Bir Yazar Oldu
Alexandre Dumas’nın adına pere (Fransızcada baba) eklendiği görülmüştür. Çünkü yazarın oğlu Alexandre Dumas da ünlü bir yazardı.
Oğul Dumas 1824’te dünyaya geldi. 1831’de de babası onu resmi olarak velayetine aldı. Annesi Marie-Laure-Catherine Labay bir terziydi. Babası onun için elinden geleni yapmış, o zamanda mümkün olan en iyi eğitimi almasını sağlamıştı.

İyi eğitim meyvesini vermiş, fils oldukça başarılı bir yazar olmuştu. En bilinen romanı ise La Dame aux Camelias (Camellias Leydisi).
Oğul Dumas’ın anne ve babasıyla ömrü boyunca sağlam bir ilişkisi olmuştu.
9. Alexandre Dumas’nın Bir de Kalesi Vardı
Romanları ve oyunlarının başarılı olması sayesinde Dumas hayatının bir bölümünde oldukça varlıklıydı. Yazar, Paris’e çok da uzak olmayan Yveline bölgesinden kendisine ait özel bir kale satın almıştı.Dumas eğlenceli ve savurgan partilerin de insanıydı. Bu zevk düşkünlüğü çok geçmeden kötü sonuçlarını doğurmuştu. Satmaya mecbur kalana kadar kalesinde 2 yıl yaşamayı başardı.
10. Dumas’yı Pantheon’da Ziyaret Edebilirsiniz
Pek çok Fransız yazar gibi Dumas da Pantheon’da gömülü. Eskiden kilise olarak kullanılan Pantheon, sonradasında Fransa’nın önde gelen isimlerinin gömüldüğü bir yer haline geldi.

Dumas öldüğünde ilk olarak Pantheon’a gömülmemişti. Çoğu insan bunu ırkçılık olarak algıladı. Bu durum 2002’de, başkan Jacques Chrirac bir törenle onu sonsuz istirahati için ait olduğu yere; Victor Hugo ve Emile Zola gibi yazarların yanına taşıtınca değişti.