Anlamı:
Çeşitli baskılar ve tehditler görüp geçirdiğinden böyle şeylere aldırış etmemek, böyle şeyleri önemsememek, türlü olaylar yaşayarak bilgi ve tecrübe sahibi olmak.
Hikâyesi:
Hayat inişi çıkışlıdır. İnsan hayatta birçok baskı ve tehditle, korkutmayla karşılaşır. Böyle şeylerle karşılaştıkça bunları kanıksar ve böyle şeylere önem vermez. İnsan bir bakıma hayatın acı tecrübelerini de yaşamış olur.
Edirne’nin devlet merkezi olduğu yıllardı, birçok sefere katılmış ve yaşlanmış bir deve, hizmetleri karşılığı kesilmemiş, serbest bırakılmış.
Deve, şehirde istediği gibi dolaşıyor, bağ-bahçe talan ediyor, her yerden canı çektiğince besleniyor; kimse ona bir şey yapamıyormuş.
Bir gün bu emekli deve, bir dükkanın önündeki yiyeceklerden yemlenirken, dükkan sahibi sessizce “Höst, höst!” diye onu kovalamaya çalışmış. Deve oralı bile olmamış; karnını doyurmaya devam etmiş. Bu deveyi kovmaya çalışan dükkân sahibine esnaftan biri:
- Boşa zahmet etme hemşerim, o çok kös dinlemiş bir devedir, demiş.
Hayat zorlu bir yokuşsa
Çıkabilene aşk olsun.
Kös dinlemek nasıl iştir?
Çekebilene aşk olsun.
