Kabak tadı vermek...

SuMBuL

Tam güldüğün yerde başlar şiirler... Yang❤️
Moderator
Katılım
4 Ara 2020
Mesajlar
2,331
Tepkime puanı
4,612
Puanları
113
Konum
...
Cinsiyet
Kadın
99_11.jpg

Anlamı:

Aşırı tekrarlanması, sürdürülmesi yüzünden bir şeyden doygunluk, yorgunluk veya bıkkınlık duyarak onu istemez duruma gelmek anlamında kullanılan bir deyimdir.

Hikayesi:

Su kabağı, bostan cinsinden olup, dalında uzun bir süre bekletildiğinde içinin koflaşması ve hafiflemesi özelliğiyle bilinir. Dış yüzeyi pürüzsüz olduğu için araba lastikleri de bu yüzden “kabak” kelimesiyle tabir olunur.

Su kabağı olgunlaştığı zaman boyun kısmıyla birlikte 80 cm’i bulur. Su kabağı tarlada olgunlaştıktan sonra güzelce kurutulur, boyun kısmı da kesildikten sonra ağzına bir tıpa yapılıp su, sirke, zeytinyağı taşımada kullanılırdı. Fakat kabak dalından koparıldıktan sonra güneşte fazla kurutulmaz, içindeki lifleri iyice temizlenmezse, içine konulan sıvı zamanla kabak tadı verecektir.

Kabak kemani gibi sazlar da bekletilmiş kabaklardan seçilir. Saz için kabak alınırken, hangi yılın kurası (kabağı) ya da kaçın kurası diye sorulur. Yani ne kadar sağlam.

Biri şehirli biri dağ köylü iki arkadaş uzun bir yolculuğa çıkmışlar. Yolda bol ağaçlı bir bahçe gören şehirli, durup “şurada biraz incir yiyelim” demiş. Ağaçlara dalmışlar, hayatında hiç incir ağacı görmeyen dağ köylü incir ağacını saran kabaktan koparıp onu yemiş. Diğer arkadaşı da bolca incirleri yedikten sonra arkadaşına dönüp, “çok tatlıydı incirler” deyince, “yok benimki tatlı değildi kabak tadı verdi” demiş.

Bu deyim, kinayeli olarak uzun zaman ısrarcı olan işlerin zamanla yozlaşması ve bıkkınlık vermesini anlatır.
 
Üst
Alt