Hiç'lik Makamı

Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen bir HİÇ ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl çömleği tutan dışındaki biçim değil içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.” Hz. Mevlana.
Daha fazla para, daha fazla güç ve maddi olarak mevcutta sahip olduklarından daha fazlasını isteme hali, insanın kendi farkındalığına varmadığının göstergesi. Yaşadığımız hayat, sahip olduklarımız gerçekte büyük bir yanılsamadan ibaret. Hayatımızı algılarımıza göre şekillendiriyoruz. Hayallerimiz, çocukluktan itibaren içine sokulduğumuz kalıplarla oluşmuş. Mutluluğu maddiyatta arıyoruz. İçinde bulunduğumuz ortamlar da, bizi bu yöne sürüklüyor. Aslında gerçek mutluluk bizim içimizde, kafamızda yarattığımız şekillerde, duygularımızda. Mutluluğu yakalamak için ihtiyacımız olan ise kendi farkındalığımıza varmada.

İnsanın farkındalığına varması, evren içindeki küçüklüğünü ve acizliğini kavraması üzerine doğu ve batı felsefesinde bir çok düşünür, felsefeci ve birçok manevi lider kafa yormuş, çalışmalar yapmış. Batı felsefesinde daha çok nihilist yaklaşımlar hakimken doğu felsesinde Tanri’nın evrensel hakimiyetine ulaşılmış.
Manevi anlamda HİÇLİK, Tanrı’nın yüceliği ve bilgeliği karşısında, O’na hayranlık ve saygı duyarak, kendi küçüklüğünün farkındalığını yaşama hali olarak açıklanıyor. Hiçlik, büyük bir bilgeliktir. Hiçlikte bilginin getirdiği tevazu vardır. Hiçlikte kendini ve haddini bilme hali vardır. Hiçlikte gurur ve kibir yoktur.

2012 yılında Dünya’ya serbest düşüş atlayışı gerçekleştiren ve saatte 342 km hızla ses duvarını aşan Felix Baumgartner yaşadığı tecrübeyi şöyle açıklamış; “Dünya’nın tepesindeyken kibrinizden eser kalmıyor. Ne kıracağınız rekorları, ne de elde edeceğiniz bilimsel verileri düşünüyorsunuz. Tek istediğim sağ salim Dünya’ya dönebilmekti. Bazen ne kadar küçük olduğunuzu anlamak için çok yükseğe çıkmanız gerek”.
Makam, zenginlik ve sağlık geçicidir. Önemli olan bunlara sahipken değerini ve sonu olduğunu bilmektir.

Hz Mevlana ise hiçlik makamında olduğunu şöyle anlatmış. “Sen benim bu alemde ünümü duymadın mı hiç ? Ben bir hiçim, hiç!”
Bir hiç olduğumuzu anlayıp, sınırlarımızdan kurtulmamız dileğiyle…
 
Üst
Alt