Göktürk Türkçesi - Türkiye Türkçesi Sözlüğü

Han

En Güzel Edep Güzel Ahlaktir...!
Kullanıcı
Katılım
20 Ocak 2021
Mesajlar
7,620
Tepkime puanı
6,990
Puanları
0
Konum
Huzur🧿
Cinsiyet
Erkek
Göktürk Türkçesi - Türkiye Türkçesi Sözlüğü

alk-bitirmek, tamamlamak, bitmek, tükenmek, sona ermek
altunaltın
ançaöyle, öylece, şöyle, şöylece, böyle, böylece, o kadar, çok, bedava, karşılıksız
ançula-takdim etmek, arzetmek, sunmak
apaecdat, büyük baba
artukfazla, ziyade, artık
aşsızyemeksiz, aç
balıkşehir, çamur, balçık, bataklık
barkev, mezar, türbe, abide
bayzengin
bazyabancı, tâbi
bedizresim, heykel, nakış, şekil, süs
bedizçiressam, nakkaş
bengüebedî, daimî, sonsuz
biligbilgi, fikir, düşünce, zekâ
birleile
biti-yazmak
bitigyazı, yazma, kitabe, kitap
bodunbudun, ulus, millet, kavim
buluńgtaraf, yan
bunçabunca, bu kadar, böyle
bungkeder, sıkıntı, dert, zahmet, eziyet, minnet
çıġaŋyyoksul, fakir
eçiamca, ağabey
edgüiyi
erinçolacak, olmalı, tabiî, elbette, -dır / -dir
ertür-erdirmek, yaptırmak
ıdukmukaddes, kutlu, mübarek
ıgarağır, değerli, önemli, hürmetli
ırakuzak
igit-beslemek, bakmak, yetiştirmek, büyütmek, ilgilenmek
illigilli, vatanlı, ülkeli, devletli
ire-ilsizleşmek, devletsizleşmek, ilini kaybetmek, esaret altına girmek
iniküçük kardeş
kaganhakan, hükümdar, kağan
kaganlıgbağımsız, müstakil, kağanı olan
kagansırat- kağansızlaştırmak, esaret altına almak
kangbaba, peder
kapıġkapı
kazgan-kazanmak, toplamak, biriktirmek, zapdetmek, ele geçirmek,
fethetmek
kedimliġgiyimli, giyim kuşamı olan, zırhlı
kelür-getirmek
kergek bol- yok olmak, ölmek, vefat etmek
kılın-yaratılmak, yapılmak, meydana gelmek
KırkızKırgız
kisresonra, ondan sonra
konykoyun
kopçok, hep, pek, tamamen
kögmenKögmen Dağı, ormanı, Sayan Dağı
köngülgönül, kalp, yürek, iç, fikir, düşünce, akıl, anlayış, arzu, ülkü
kurıgarubatı, batıya doğru
kutdevlet, ikbal, saadet, baht, talih
kutayipek, ipekli
ses, ün, şan, şöhret, san
küntüzgündüz
menben
nengnesne, şey, mal, eşya; h,ç, asla
olur-oturmak, tahta oturmak, kağan olmak
otateş
öganne, üvey anne
ögüzırmak, nehir, deniz
ökün-pişman olmak, eseflenmek, hayıflanmak, kendine gelmek, üzülmek
ötün-arz etmek, rica etmek, dilek dilemek
sakın-düşünmek, düşünceye dalmak, endişelenmek, düşünüp taşınmak, yas tutmak
sıgıtağlama, feryat figan etmek, sızlamak, matem
sökür-diz çöktürmek, dize getirmek
subsu, nehir
süçigtatlı, lezzetli
süle-ordu sevk etmek, akın düzenlemek, sefere çıkmak
süngükkemik
süngüş-süngüleşmek, mızraklaşmak, çarpışmak, savaşmak, harp etmek
şadTürk devletinin batı kısmının başkanı, yabgu
ŞantungŞantung Ovası
TabgaçÇin, Çinli
teggibi
TengriGök, Tanrı, ilâh, Allah, Gök Tanrısı
tiginKağan'ın oğullarına verilen unvan, prens
tirgür-yaşatmak, diriltmek, canlandırmak
tiyindiye, diyerek
tizdiz
tokı-vurmak, dövmek, çarpmak, dokumak, sokmak, batırmak, tokmaklamak, yontmak
tonsuzelbisesiz, çıplak
toruġdoru, doru rengi
torukzayıf, bitkin, takatsiz, kuvvetsiz
törütöre, kanun, nizam, örf ve adet, görenek, düzen, devlet nizamı
tüngece
uça bar-vefat etmek, ölmek, kergek bolmak
udı-uyumak
Umaybir Tanrıça adı
üçüniçin, dolayı, yüzünden
üküşçok, fazla
ülügkısmet, pay, nasip, şans
yabızyavuz, fena, kötü, perişan
yablakkötü, fena, perişan
yadaġyaya
yagıdüşman
yarlıka-buyurmak, lûtfetmek, bağışlamak, esirgemek, korumak
yaşılyeşil
yeltür-koşturmak
yışorman, ormanlık dağ
yigiyi
yoġnatem, yas, ölü yemeği, cenaze töreni
yügürt-koşturmak, akıtmak





-Alinti-
 
Üst
Alt