Direkt konuya gireyim; Çok güzel bir açılışla başlayan Captain Marvel filmini şahsen beğendim. En çok beğendiğim tarafı ise Thor dahil daha önceki hiç bir Marvel filminde bulamadığım, “Çizgi roman süper kahramanı” hissiyatını bu filmde bulabilmiş olmamdır. Bu durum tamamen kişisel bir görüş olsa da sanırım filmi izledikten sonra bir çoğunuz bu filme ortalamanın biraz üstünde yani olumlu bir puan vereceğinizi düşünmekteyim.
Öncelikle Filmin Konusu
Film, Carol Danvers’ın Captain Marvel’a dönüşümünden değil, Carol Danvers’ın Captain Marvel olarak dünyaya düşüşünden ilerliyor. Süper güçlere sahip, güzel bir kadın olarak dünyaya düşen Carol Danvers, gezegeni keşfettikçe kimi görüntüler hatırlamaya başlar.
Geçmişte gezegenimizde yaşadığını ve burada bir hayatı olduğunu hatırlamaya başlayan genç kadının güvenebileceği tek kişi ise S.H.I.E.L.D. çalışanı Nick Fury‘dir.
Geçmişini keşfettikçe kendine dair bilmediği yeni detayları keşfeden süper kahraman, bir yandan da şekil değiştiren düşmanları Skrull ırkı ile onu ölümden kurtararak kendileri gibi güçlü yapan erdemli Kree ırkı arasındaki savaşta önemli bir rol oynamaktadır. İki ırkın Dünya gezegeni üzerindeki savaşında bir taraf seçmek zorunda kalan Carol, bir süper kahraman olmanın gerçek anlamını keşfedecektir…
Carol Danvers
Filmde gözüken Carol Danvers çizgi romandaki halinden biraz farklı. Burada daha gevşek, espirili ve pozitif bir karakter görüyoruz. Kaldı ki Brie Larson özellikle bu karakter için seçilmiş ve bence de karakter yansıtmasını başarabilmiş.
90
Anna Boden ve Ryan Fleck’in hem yazıp hem de yönettiği bu filmin geçtiği tarih 1995 olmasından dolayı filmde bolca 90’lı yıllar göndermesine rastlayabiliyorsunuz. Bu göndermeler dışında diğer filmlerden bazı karakterlere de gönderme yapılmış. Hatta filmin ve süper kahramanın adı sebebiyle kaçınılmaz olduğu için Marvel’ın kendi ismiyle ilgili bile bir sahne mevcut.
Skrull, Kree ve C-53
Galaksilerarası düzeyde de olsa bir savaşın arkaplanında neler döndüğünü görmek de güzel oldu. Skrull ve Kree savaşı ile ilgili daha fazla detay için Agents of S.H.I.E.L.D. ve Inhumans dizisilerine de bakabilirsiniz.
Skrull demişken dönüşüm anları hariç Skrull karakterlerinde CGI yerine makyaj/maske kullanılması güzel olmuş. Güzel olan bir diğer şey de film müzikleri ki bu müzikler Pınar Topraktarafından yapılmış.
Filmde Neleri Eksik Bulduğuma Geleyim
Her filmde olduğu gibi bu filmde de birkaç mantık hatası var ama bu hatalar filmin akışı sırasında pek göze batmıyor. Beni asıl rahatsız eden eksi tarafları yazının sonlarına doğru, “Spoiler” uyarısından sonra anlatacağım. Spoiler dışında kalan en büyük eksi notumu ise bu filmin özellikle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde vizyona girmesine rağmen kadınların iş dünyasında çektikleri zorlukları ve maruz kaldıkları ayrımcılıkları net olarak göstermemesinden dolayı verdim. Film boyunca yer yer bu durumdan bahsedilmiş olsa da böylesine güçlü bir kadın süper kahramanın bu ayrımcılıklara karşı verdiği mücadelenin detaylı olarak -en azından vizyona girdiği tarihin anlam ve önemi sebebiyle- gösterilmesi bence çok daha güzel ve etkili olurdu.
Filmde beni en çok rahatsız eden şey Nick Fury’nin aşırı deneyimsiz ve saf gösterilmesi. Hele ki gözünü kaybetmesinin sebebi beni gerçekten sinirlendirdi. Filmde S.H.I.E.L.D. ajanı olarak 3. Seviye geçiş iznine sahip gözükse de koskoca Nick Fury be bu! Böyle sahneler ve dialoglar yazarken hiç mi eliniz titremedi sayın senaristler!?!
Çizgi romanda erkek olan Mar-Vell’in kadın olarak gösterildiği bu filmde bir de gelecekte filmini ya da büyümüş karakterini görüp göremeyeceğimizden emin olmadığımız Photon adlı süper kahramanı da görüyoruz. Gerçi filmde sadece çocukluk halleri gözükmüş olsa da Photon’un gelecekteki karakteriyle ilgili bir kaç alıntı yapıldı..
Filme girmeden de tahmin ettiğimiz gibi Captain Marvel filmi, Avengers: Endgame’e sadece Ant-Man and the Wasp filmi kadar gönderme yapıyor. Bu nedenle pek beklenti içerisinde olmayın fakat yazının en başında da belirttiğim üzere Captain Marvel’a süper kahraman filmi olarak bakarsanız bence izlenebilecek bir film olarak nitelendirebilirsiniz.
Öncelikle Filmin Konusu
Film, Carol Danvers’ın Captain Marvel’a dönüşümünden değil, Carol Danvers’ın Captain Marvel olarak dünyaya düşüşünden ilerliyor. Süper güçlere sahip, güzel bir kadın olarak dünyaya düşen Carol Danvers, gezegeni keşfettikçe kimi görüntüler hatırlamaya başlar.
Geçmişte gezegenimizde yaşadığını ve burada bir hayatı olduğunu hatırlamaya başlayan genç kadının güvenebileceği tek kişi ise S.H.I.E.L.D. çalışanı Nick Fury‘dir.
Geçmişini keşfettikçe kendine dair bilmediği yeni detayları keşfeden süper kahraman, bir yandan da şekil değiştiren düşmanları Skrull ırkı ile onu ölümden kurtararak kendileri gibi güçlü yapan erdemli Kree ırkı arasındaki savaşta önemli bir rol oynamaktadır. İki ırkın Dünya gezegeni üzerindeki savaşında bir taraf seçmek zorunda kalan Carol, bir süper kahraman olmanın gerçek anlamını keşfedecektir…
Carol Danvers
Filmde gözüken Carol Danvers çizgi romandaki halinden biraz farklı. Burada daha gevşek, espirili ve pozitif bir karakter görüyoruz. Kaldı ki Brie Larson özellikle bu karakter için seçilmiş ve bence de karakter yansıtmasını başarabilmiş.
Anna Boden ve Ryan Fleck’in hem yazıp hem de yönettiği bu filmin geçtiği tarih 1995 olmasından dolayı filmde bolca 90’lı yıllar göndermesine rastlayabiliyorsunuz. Bu göndermeler dışında diğer filmlerden bazı karakterlere de gönderme yapılmış. Hatta filmin ve süper kahramanın adı sebebiyle kaçınılmaz olduğu için Marvel’ın kendi ismiyle ilgili bile bir sahne mevcut.
Skrull, Kree ve C-53
Galaksilerarası düzeyde de olsa bir savaşın arkaplanında neler döndüğünü görmek de güzel oldu. Skrull ve Kree savaşı ile ilgili daha fazla detay için Agents of S.H.I.E.L.D. ve Inhumans dizisilerine de bakabilirsiniz.
Skrull demişken dönüşüm anları hariç Skrull karakterlerinde CGI yerine makyaj/maske kullanılması güzel olmuş. Güzel olan bir diğer şey de film müzikleri ki bu müzikler Pınar Topraktarafından yapılmış.
Filmde Neleri Eksik Bulduğuma Geleyim
Her filmde olduğu gibi bu filmde de birkaç mantık hatası var ama bu hatalar filmin akışı sırasında pek göze batmıyor. Beni asıl rahatsız eden eksi tarafları yazının sonlarına doğru, “Spoiler” uyarısından sonra anlatacağım. Spoiler dışında kalan en büyük eksi notumu ise bu filmin özellikle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde vizyona girmesine rağmen kadınların iş dünyasında çektikleri zorlukları ve maruz kaldıkları ayrımcılıkları net olarak göstermemesinden dolayı verdim. Film boyunca yer yer bu durumdan bahsedilmiş olsa da böylesine güçlü bir kadın süper kahramanın bu ayrımcılıklara karşı verdiği mücadelenin detaylı olarak -en azından vizyona girdiği tarihin anlam ve önemi sebebiyle- gösterilmesi bence çok daha güzel ve etkili olurdu.
Filmde beni en çok rahatsız eden şey Nick Fury’nin aşırı deneyimsiz ve saf gösterilmesi. Hele ki gözünü kaybetmesinin sebebi beni gerçekten sinirlendirdi. Filmde S.H.I.E.L.D. ajanı olarak 3. Seviye geçiş iznine sahip gözükse de koskoca Nick Fury be bu! Böyle sahneler ve dialoglar yazarken hiç mi eliniz titremedi sayın senaristler!?!
Çizgi romanda erkek olan Mar-Vell’in kadın olarak gösterildiği bu filmde bir de gelecekte filmini ya da büyümüş karakterini görüp göremeyeceğimizden emin olmadığımız Photon adlı süper kahramanı da görüyoruz. Gerçi filmde sadece çocukluk halleri gözükmüş olsa da Photon’un gelecekteki karakteriyle ilgili bir kaç alıntı yapıldı..
Filme girmeden de tahmin ettiğimiz gibi Captain Marvel filmi, Avengers: Endgame’e sadece Ant-Man and the Wasp filmi kadar gönderme yapıyor. Bu nedenle pek beklenti içerisinde olmayın fakat yazının en başında da belirttiğim üzere Captain Marvel’a süper kahraman filmi olarak bakarsanız bence izlenebilecek bir film olarak nitelendirebilirsiniz.
))